28 Eylül 2010 Salı

Taklit!

Bazen iyi gibi görünse de kötü tarafları da çok fazla taklit etmenin. İyi-kötü ayırt edemiyorlar her şeyi kaydediyorlar beyinlerine fotoğraf makinesi gibi. Bizim bıdık dün akşam anne dişlerimi fırçalamak istiyorum dedi tabi dedim seve seve. Başladı hazırlık yapmaya önce sandalyesini banyoya götürdü üzerine çıktı fırçasını istedi verdim sonra bizimkileri istedi anlattım bu annenin, bu babanın, bu da senin herkes kendi fırçasını kullanmalı diye. Bi ara mutfağa gittim 1 dk. filan sürmüştür yanından ayrılmam, geldiğimde anne düştüm diyor nasıl düştün oğlum buradan düştüm diye anlatıyor derken  elinde babasının tıraş bıçağı dudağı kanıyor ben ne olduğunu çözmeye çalışırken şaşkınlık içerisinde beyefendi sandalyeden banyo dolabına çıkmış yukarıda duran tıraş bıçağına bir şekilde ulaşmış hangi akrobasi hareketlerini  yaptığını merak etmiyor değilim sonuç dudakta bir kesik neyse ki  büyük bir şey olmadı son geçirdiğimiz kazadan sonra kesik ile ilgili her şeyden çok korkar oldum.

Böylece benim şaşkın oğlum ilk tıraş denemesini yapmış oldu :))) dileğim uzunca bir süre denememesidir.



 resim bir yıl öncesine ait

21 Eylül 2010 Salı

PENGUŞLARI GÖRDÜK!





Bizimle beraber bir Darıca turuna var mısınız?


- anne bak papağan
papağan tekrarlar - annee anneeee :))))
neye mi bakıyor!
işte bu güzele... hayran kaldık
en çok onlara sevindi uzun uzun izledi
penguşlar :)))
aaa bir de gelen çocuklardan biri ördek dedi
bizimkide ördek değil penguen penguen demez mi :)))
en cesur penguş
güzel bir gösteri yaptı herkesten alkış aldı
simit istiyor da ondan dişlerini açtı bize :)
tebrik ettik kendisini hiç sektirmeden hepsini yakaladı




beni bekle

timsahların bakımını lacoste üstlenmiş ne güzel reklam 
  










bütün gün Nadir'in suratı nasıldı biliyormusunuz?
                                                                               
                                                                            bi babayla...


                                                                             bi anneyle...   


                                                                        kankası coco ile...


                                                                           Burcu ve Ayşenur ile...


  şaşırdı...


                                                                         düşündü...


                                                                        ve böyle sevindi...

                                                                  
O mutlu oldu biz mutlu olduk çocukluğumuza döndük sayesinde herkesin bir hikayesi vardır ya "biz küçükken"... diye başlayan götürdü hepimizi anılara ...hatıralar döküldü sohbetlerimize... 
                                                          

15 Eylül 2010 Çarşamba

Bugün zincirimi kırdım...cesaret edemediğimdenmiydi bilmem ama hep bi heves takip ederdim blogları sonunda ne olabilirki dedim yazmayı beceremesem de ben biliyorum ya varsın yazabildiğim kadar olsun...kırmızı woswosum gibi... gidebildiği kadar gider benimle...